Küresel Boyuttaki Enflasyonist Ortamın Uluslararası Ticari Sözleşmelere Etkisi Ne Olabilir ?

Gerek ekonomik, gerekse de siyasi ve sosyal bakımdan dünya tarihinde daha önce hiç örneği yaşanmamış ve sonuçlarının önümüzdeki uzun yılları etkileyip muhtemelen de gelecek asırların kaderini belirleyecek bir dönemden geçiyoruz. Nitekim, günümüze kadar zenginliğini borçlu olduğu yerkürenin kaynaklarını acımasız ve umursamazca tüketen “uygar dünya”, son yıllarda küresel çapta yaşanan olağandışı felaketler, salgın ve hastalıklarla, uzunca bir süredir bilim insanlarının uyarmaya çalıştığı tehditi, yani iklim değişikliğini nihayet yadsıyamaz hale geldi. Kaynakların gittikçe daha sınırlı hale gelecek olmasıyla, pandemi sonrasında küresel çapta başlayan emtia fiyatlarındaki artışın uzunca bir süre daha devam edeceği öngörülüyor.

Öncelikle belirtmek gerekir ki aslında bu artışlardan ticaretin hiçbir tarafının pek de memnun olduğu söylenemez. Orta ve uzun vadede aslında bu tür volatilitelerden kazanan olmayacağı için bir çıkmaza doğru sürükleniyoruz. Çünkü,  pandeminin etkisi yüksek oranda vaka sayısı ile devam ediyor. Aşılanmayan bir çok insanı buna eklediğimizde bakım ve tedavi için limitler tüm dünyayı zorluyor.  Zaten navlun fiyatlarındaki artıştan muzdarip olan ticaretimiz özellikle emtia, gaz ve petrol fiyatlarındaki yüksek artışlarla ağır darbeler alıyor.

Bu artışların devamında bir çok üretim tesisinin faaliyetine ara vermek zorunda kalması, market raflarının boşalması ve bunun da zaten artmakta olan enflasyonu çarpan etkisiyle daha da ateşlemesi ne yazık ki kaçınılmaz. Tabi tüm bunlara iş gücü piyasında yaşanacak ücret artışları eklendiğinde enflasyon daha da körüklenecek tedarik zincirleri daha ağır sınavlar verecektir.

Sonuç olarak, zaten artan emtia fiyatlarının yakın gelecekte daha da artması tahmin edilmektedir. Bu tahminlerin “Alvarez&Marsal” isimli bir danışmanlık firmasının güncel öngörüsü ile desteklendiğini belirtmeliyim. “Managing the impacts of price increases through commercial strategy” isimli rapora göre sektör liderleri arasında yer alan aşağıdaki firmaların yakın gelecek beklentileri şu şekildedir:

Ralph Lauren: Yükselen fiyatlar ve indirimlerin azalması ortalama satış fiyatını 17% arttıracaktır.

American Apparel: Sevkiyat maliyetleri ve tedarik zinciri sıkıntıları sebebi ile fiyat artışları vardır.

Crocs: Ücret artışlar 2022 yılı içinde artışı beklenmektedir.

Ikea: Global ticaret gerilimeri müşteriler için fiyat artışlarını sebep olacaktır.

Travis Perkins: Kereste, Bakır ve çelik ve diğer önemli hammadde fiyatlarındaki artı şönemli artış öngörülmektedir.

Whirlpool: Emtia maliyetlerindeki artı dünyanın her bölgesinde fiyat artışlarını sürüklemektedir.

Samsung: Tüketici elektroniğinde kullanılan yarı iletkenlerin fiyatlarında artış planlanmaktadır.

Dell: Global çaptaki çip tedariği sıkıntıları sebebi ile PC fiyatlarında artışlar konusunda uyarmıştır.

Unilever: 1. Çeyrekte 1% fiyat ile birlikte başka artışları da beklemektedir.

Coca-Cola: Artan mailyetler fiyat artışları ile karşılanması konusunda uyarmıştır.

PEPSICO: Ürünlerde güçlü fiyat artışları beklemektedir.

Procter&Gamble: Önemli marka ve ürünlerinde fiyat artışlarını duyurmuştur.

Aptar: Kanallardaki öngörülmeyen maliyet artışları sebebi ile fiyat ayarlamlaarı gerekliliğini duyurmuştur.

Kimberly-Clark: Emtia maliyetlerindeki enflasyon karşılanması sebebile ile ana katagorilerde  fiyat artışları duyurmuştur.

Reckitt Benckiser: Ham madde maliyetlerindeki artış sebebi ile fiyat artışlarının zorunlu olacağını duyurmuştur.

Hasbro: Taşıma ve girmi maliyetlerindeki artış karşısında oyuncak ve oyun fiyatları artacaktır.

MATTEL:Noel e kadar fiyat artışlarının devamı edeceği tahmin edilmektedir.

Yukarıdaki tespitleri neden yaptım? Çünkü konuyla iligili olarak bana en çok gelen soru bu fiyat artışlarının “force major-mücbir sebep” olup olmadığıdır. Cevabım bu konuda son derece basit.  “Uluslararası piyasadaki fiyat dalgalanmaları force major kuramının öngörülemezlik ruhuna uygun değildir.” Hele iletişimin ve ticari istihbaratın geliştiği bu dönemde, yukarıda belirttiğim global firmaların öngörülerini ortaya koydukları bir konuda  “Bilmiyorum, göremedim, haberim olmadı.” benzeri sözler söylemesi ve sözleşme yükümlülüğünü askıya almaya çalışması doğrudan sözleşmenin ihlalini ve ahde vefa ilkesine aykırılık anlamına gelmektedir.

Ek olarak, bu dönemde gelen soruladan ikincisi, bir yazılı sözleşme olmadığı halde e-posta veya whatsapp gibi elektronik yazışmalar üzerinden yapılan sözleşmelerden “kolayca dönülebileceği” düşüncesini doğrulamamı bekleyen soru ve yorumlardır. Bu konuda da cevabımı bir Birleşik Krallık Mahkeme kararı ile veriyorum.

Proton Energy Group SA vs. Orlen Lietuva arasında olayda, ham petrol ticaretine ilişkin girilen bir sözleşme ilişkisinde hızlı şekilde e-posta yazışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu yazışmalar sonucunda satışın temel unsurlarında anlaşılmış, bazı konular ise sonraki görüşmelere bırakılmıştır. Bu yazışmalar sonucunda alıcıdan satıcıya “ Onaylandı-Confirmed” şeklinde son bir e-posta gelmiştir.

Daha sonra  alıcı taşıma organizasyonu yapmamamış ve akreditif (L/C) açmamıştır. Satıcı ise sözleşmenin ihlal edildiğini belirterek zararlarını talep eden bir dava açmıştır. Alıcı sözleşmenin kurulmadığı, görüşmelerin devam ettiği karşı argumanına dayanmıştır.

Yargıç öncelikle taraflar arasında hukuken bağlayıcı, bütün unsurları üzerinde anlaşılmış bir sözleşme kurulup kurulmadığı üzerinde durmuştur.

Yargıç, tarafların bağlama iradesini kabul ederek sözleşmenin kurulduğunu tespit etmiştir. Satıcı taraf tekliflerini iletmiş alıcı taraf ise “confirmed” kelimesini kullanarak kabul etmiştir. Ancak bazı konuların görüşülmeye devam edildiği bir gerçek olmasına rağmen, e-posta yazışmalarında “teklifte belirtilen bazı hususların sonraki müzakerelerde anlaşılacağı” ibaresi vardır. Yargıç, bu ibareye dayanarak sözleşmenin kurulmadığını ve görüşmelerin devam ettiği şeklindeki argumanı sözleşmenin ifası sıkı zaman baskısı altında yapılacağından (geminin seçimi, taşıma ve  teslim organizasyonun yapılması) kabul görmemiştir. Bu sebeple teklifin kabul edilmesi ve bağlayıcı anlaşmanın yapılması ve detayların sonradan kararlaştırılması mümkün olabileceği kararını vererek satıcıyı haklı bulmuştur.

Sonuç ve tavsiyelerim

  • Yapılan her türlü yazışmanın ve anlaşmaların çok dikkatli şekilde hazırlanması gereklidir.
  • Özellikle emtia ticareti ile ilgilenen tüccarlarımız uluslararası piyasada kabul görmüş
    1. London Metal of Exchange,
    2. The Grain Feed Trade Association,
    3. Federation of Cocoa Commerce,
    4. The Federation of Olis, Seeds and Fats Associations,
    5. The Nut &Dried Fruit Trade Association,
    6. The Refined Sugar Assocition,
    7. Sugar Association of London,
    8. The İnternational Cotton Association,

gibi kuruluşların oluşturdukları model sözleşmelerde  fiyat artış ve düşüşlerine ilişkin olarak özel klozlar bulunmaktadır. Bu tür emtia ürünlerinin ticareti ile ilgilenenlerin mutlaka bu tür model sözleşmeleri kullanmaya ticari alışkanlık haline getirip içindeki hak ve yükümlülükleri özümsemesi gerekmektedir.

  • Emtia ticaretinde mutlaka ve mutlaka finansal “riskten kaçınma” (hedging) imkanlarından faydalanmasını tavsiye ederim.
  • Mümkün olduğu ölçüde hammadde tedariği konusunda rakip firmalar ile işbirliği yapılması, müşterek görüşmelerle toplu alım imkanları yaratılmasını tavsiye ederim.
  • Satıcı-Tedariçi tarafında olanlar için fiyat ayarlama klozlarını kullanın ve teslim sürelerinde bağlayıcı taahhütlerden kaçınılmalıdır.
  • Ticaret ortağınız ile şeffaf iletişime büyük önem verin.
  • Tedarik ve Satış kanallarını çeşitlendirin.

Öte yandan, ülkemizde yaşanan mevcut kur artışı ile ilgili olarak görüşlerimi 2018 yılında hazırladığım yazıda daha önce paylaşmıştım. Bu yazıyı kıymetli okuyucularımın tekrar dikkatine sunarım.

Döviz Kuru Değişikliklerinin Sözleşmesel Yükümlülüklere Etkisi Nedir?

“Küresel Boyuttaki Enflasyonist Ortamın Uluslararası Ticareti Sözleşmere Etkisi Ne Olabilir ?”, yazısı ile ilgili merak ettikleriniz ve verilen hizmetler hakkında daha detaylı bilgiler almak için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.