Devlet Yaptırımlarının Uluslararası Ticari Sözleşmelerdeki Mücbir Sebep Şartları Üzerindeki Etkisi Ne Olabilir?

Devlet yaptırımları son yıllarda uluslararası ticareti çevreleyen ve etkileyen önemli değişkenlerden biri haline gelmiştir. Özellikle Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin silahlı çatışmaya dönüşmesi ve Batılı ülkelerin bu istilaya karşı yaptırımlarla verdiği tepkiler Rusya ile yapılan ticarette yıkıcı etki yaratmıştır.

Bu etki ile beraber yaptırımlar ve yaptırım kaynaklı uygulamaların uluslararası ticari sözleşmelere etkisinin ne olabileceğine ilişkin yoğun tartışmalar başlamıştır. Bu tartışmalara hem farklı bir boyut hem de hali hazırda yürütülen ve gelecekte oluşacak iş birliklerinde yeni açılım getiren Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi’nin Şubat 2022 tarihli bir kararını takdirinize sunmak istiyorum.

MUR Shiping BV. ve RTI LTD. Kararı, güncel Ukrayna-Rusya çatışması ile ilgili olmamasına rağmen, Birleşik Devletler’in 2018’de bazı Rus gerçek ve tüzel kişilere uyguladığı yaptırımların sözleşmeye etkisiyle ilgilidir.

MUR Shiping BV. (MUR) gemi sahibi olan ve deniz taşıma işiyle ilgilenen Hollandalı bir şirkettir.  RTI LTD. (RTI) isimli firmayla 2016 yılında Gine-Konakri’den Ukrayna-Dneprobugsky’ye aylık 280.000 tonluk boksit taşınması üzerine anlaşmışlardır. Ancak 6 Nisan 2018 tarihinde Birleşik Devletler Hazine Bakanlığı’na bağlı olan OFAC, RTI’nin bağlı olduğu ana şirketi “Specially Designated Nations and Blocked Person” listesine dahil ederek yaptırama tabii tutmuştur. MUR ise 10 Nisan 2018 tarihinde sözleşmelerindeki mücbir sebep maddesine dayanarak RTI’ye bildirimde bulunmuş ve yükümlülüklerini askıya alarak malları taşımayı kabul etmemiştir.

İlgili mücbir sebep şartı, savaş, ambargo, para transferlerinde sınırlama, hükümetlerin her türlü kuralı, düzenlemesi, fiili hareketi, müdahalesi ve yönlendirmesi halinde yükleme ve boşaltma yükümlülüğünden MUR’un kurtulacağını düzenlemektedir. Ancak bu hallerin Mücbir Sebep sayılması için etkilenen tarafında makul çabayı göstermesi sonucunda aşılamayacak bir hal olmasına bağlıdır. MUR, yaptırımların özellikle RTI’nin ödemelerini sözleşme gereğince Amerikan Doları ile yapma yükümlülüğünün olmasının RTI ile iş yapmasını engellediğini iddia etmektedir.

RTI, iddiaları kabul etmeyip Birleşik Devletler yaptırımlarının MUR’un bir Hollanda şirketi olması sebebi ile etkilemediğini, mücbir sebep şartında belirtildiği makul çabayı göstermesi gerektiğini, bu makul çabanın da MUR’un ödemeleri Euro ile kabul etmesi olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, ürünler fiziken yükleme ve boşaltma yapılabilir halde olduğu için ödemedeki gecikmelerin/ödeme engellerinin mücbir sebep şartı kapsamı dışında sayılması gerektiğine ilişkin argümanı da ileri sürmüştür.

Taraflar uyuşmazlık sürecine girmiş, sözleşme gereğince belirlenmiş tahkim yargılaması yapılmıştır. RTI lehine çıkan tahkim kararı kararına karşı MUR, İngiliz Yüksek Mahkemesi’ne başvurmuştur.

Temel sorun, sözleşmedeki mücbir Sebep şartı gereğince MUR’un ödemeleri Euro olarak yani sözleşmede kararlaştırılan başka bir para birimi ile kabul etmesi yönünün de bir yükümlülük getirip getirmeyeceğidir. Çünkü mücbir sebepten etkilenen tarafın makul çaba göstererek zararı azaltmak ve olayın etkilerini hafifletmek/kurtulmasını sağlaması gerekmektedir.

Mahkemeye göre,

1) Sözleşmede alternatif yollar önceden tespit edilmemiş ise Sözleşmenin mücbir sebep şartında düzenlenen makul çabayı gösterme yükümlülüğünün sözleşmenin diğer şartları dışında bir ifayı kabul etme ve yerine getirme gibi bir hak /yükümlülük değişikliğini dayatmamalıdır.

2) Sözleşmede alternatif yollar tespit edilirse bile mücbir sebepten etkilenen tarafın bir yolu tercih etmesi sözleşmenin karşı tarafının diğer alternatif yolu tercih etmesi gerektiği yönünde bir dayatma yapmasını engellemektedir.

Sonuç olarak İngiliz Yüksek Mahkemesi MUR’u haklı bulmuştur. Uyuşmazlık konusu olayda sözleşmede alternatif bir yol önceden tespit edilmemiştir. Sözleşme, ödemelerin Amerikan Doları ile  yapılmasını gerektirmektedir. MUR’un Hollandalı bir şirket olması ve şirketin Hollandalı bankasından ödemeleri Euro ile alma imkanın bulunmasının ilişkiye etkisi olmayacağını kabul edip MUR’u haklı bulmuştur.

Ayrıca, mahkeme ürünlerin fiziken yüklenmesi ve boşaltılması yapılabilir halde olduğu için ödemedeki gecikmeli/ödeme engellerini mücbir sebep şartının kapsamının dışında sayılmasına ilişkin argümanı da kabul etmemiştir. Çünkü mücbir sebep şartında para transferleri ve hükümet düzenlemeleri mücbir sebep olayları arasında listelenmiştir. Şart sadece fiziksel engelleri değil sözleşmenin ifasını etkileyen/imkansız hale getiren diğer halleri de kapsamaktadır.

Son olarak, Mahkeme ödeme ile ilgili tartışmalardan ayrı olarak, yaptırımlar sebebi ile MUR ve RTI’ile ticaret yapmayı/iş yapmayı askıya alıp almayacağını da değerlendirmiştir. Uzman raporlarına göre bir Hollanda şirketi olarak MUR’un, RTI ile ticaret yapmasına engel bir durum yoktur. Öte yandan, MUR’un pozisyon değerlendirip, ihtiyatlı olmak için süre alması makul karşılanmıştır. Mahkeme’ye göre zor ve kesin olmayan/bilinmez olan durumlarda tarafın sözleşme ile yükümlendiği gözden geçirmesi için edimi/performans geciktirmesini makul karşılamaktadır. Bu, sözleşmede mücbir sebep şartı olmasa bile dikkate alınabilir bir durumdur.

Günümüzde Birleşik Krallık, Birleşik Devletler ve Avrupa Birliği’nin Rusya’ya yaptırımları sebebiyle bu yaptırımlara uyum uluslararası ticarette çok önemli hale geldi ve birçok şirket ve genel olarak sektör Rusya ile ticari faaliyetlerini askıya almak zorunda kaldı.

Bu durum, Bankalar ile yapılan işlemlerin uzun sürmesi ve bazen kredi/fon hattının kapanması sonucunda hem operasyonel uygulamalarda hem de hukuki alanda çeşitli sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Tarafların pozisyonlarını değerlendirirken dikkatli bir yaklaşım sergilemeleri gerekmektedir. Yukarıda açıklanan emsal kararda olduğu gibi sürekli gecikme veya ifanın yapılmaması sebebiyle açılacak davalarda beklenmedik sonuçlar ortaya çıkabilir.

Tarafların tabii olduğu hukuk, borçların ve ifaların doğası, mücbir sebep şartının yazımı ve sözleşmenin diğer şartlar ile etkileşimi karmaşık bir analizi gerektirmektedir.

Eğer sözleşmelerin yaptırımlardan etkilendiğini düşünüyorsanız yaptırımlarda uyum ve sözleşmeden kaynaklarına hak ve yükümlülüklerin tespiti için mutlaka hukuk müşavirinize danışmanızı tavsiye ederim.

“Devlet Yaptırımlarının Uluslararası Ticari Sözleşmelerdeki Mücbir Sebep Şartları Üzerindeki Etkisi Ne Olabilir?”, yazısı ile ilgili merak ettikleriniz ve verilen hizmetler hakkında daha detaylı bilgiler almak için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.