ABD’nin İran Yaptırımları Üzerine: “Due Diligence is a Key!”

“Due diligence is a key!”; bu ifadeyi ABD Ankara Büyükelçiliği’nde finansal ateşe olarak görev yapan Emery S. KOBOR’un ağızından duydum. Sözlük anlamı olarak özenli davranma, basiretli olma olarak çevirebiliriz; ancak Ateşe’nin kullanım şekliyle, İran ile ticaret yapan firmaların yaptırımlardan etkilenmesi veya etkilenmemesini belirleyecek bir anahtar olduğunu söyleyebiliriz.

“Due diligence is a key!”; bu ifadeyi ABD Ankara Büyükelçiliği’nde finansal ateşe olarak görev yapan Emery S. KOBOR’un ağızından duydum. Sözlük anlamı olarak özenli davranma, basiretli olma olarak çevirebiliriz; ancak Ateşe’nin kullanım şekliyle, İran ile ticaret yapan firmaların yaptırımlardan etkilenmesi veya etkilenmemesini belirleyecek bir anahtar olduğunu söyleyebiliriz.  Aşağıda konuyu Mr. Kobor’un sunumu, katılımcıların sorduğu sorular, biraz da kendi yorum ve tavsiyelerimle belirteceğim.

ABD’nin İran yaptırımları üzerine bir sunum yapması için Ege İhracatçılar Birliği’nin davet ettiği toplantıda Ateşe Emery S. KOBOR çok özel bilgiler ve detaylar aktardı.

 

Öncelikle Ateşe sözüne başlarken Huawei CFO’sunun Kanada’da tutuklandığını, bu durumun ABD’nin isteği üzerine İran’a koyulan ambargo sebebi ile olduğunu vurguladı. Huawei’nin satışlarının %10 İran’a olduğunu ve Amerikan finansal sisteminin de kullanıldığını belirterek, yaptırımlar konusunda ülkesinin ne kadar ciddi olduğunun mesajını çok güncel bir örnek ile aktardı.

 

İkinci olarak; Türkiye dış ticaret erbabları açısından kıymetli maden, gemi inşa, liman işetmeleri, taşıma, enerji, metaller, teknoloji, petrol ve petrol ürünleri, otomotiv ürüleri, üretim yazılımları mal ve hizmetleri tedarik eden sektörlerin ambargo kapsamında olduğunu; ambargo kapsamında olmayan gıda, ilaç, medikal ve tarımsal ürünlerde ise özellikle İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı acente, broker, şirket aracı gibi ticari aktörler ile iş yapılmasının veya ABD finansal sisteminin kullanılmasının da yaptırmın sonuçlarından etkinebileceğini ifade etti.

 

Ayrıca, Türkiye ve diğer 8 ülkeye tanınan “Significant Reduction Exceptions (SRE)-Belirli Derecede Azaltma” statüsünün pek anlaşılmadığını vurguladı. Medyada yaptırımlardan muafiyet olarak ifade edilen bu konu Ateşe’nin ifadesiyle, İran’dan ithal edilen petrol ve petrol ürünlerinin (petrokimyasal hariç) önemli seviyede indirilmesi şartı ile 180 gün boyunca petrol ithalinin yaptırım kapsamında olmayacağı; ancak petrol bedelinin İran’a aktarılmadan özel bir hesapta tutulması ve Türk menşeili ambargo kapsamı dışında kalan ürünlerin İran’a ihracı durumunda bu hesaptan mahsup edilmesini öngören özel bir ödeme sistemi kurulduğunu belirtti. Türkiye’de bu durumun pek anlaşılmadığını, bu mahsup yönteminin kullanılmadığını özel olarak vurgulayıp katılımcılara bu sistemi kullanmaları yönünde tavsiyede bulundu. Son olarak SRE statüsünün kazanılmış bir hak olmadığını 180 gün sonunda değerlendirilmeye alınacağını özellikle vurguladı.

 

Son olarak, Türkiye’deki finansal kuruluşların (Bankalar, Sigorta Şirketleri, Faktoring Şirketleri, Menkul Kıymetler Aracıları, Yatırım Şirketleri/Fonları) ABD pazarı ve finansal kuruluşları ile olan ilişkileri gereği yaptırımlarla ilgili olarak çok dikkatli ve titiz davrandıklarını; takip ettikleri işlemlerde İran veya İran’la ilgili olarak en ufak bir iz, ibare, isim, imza görmek istemediklerini, bu tür işlemleri yapmaktan veya dahil olmaktan kaçındıklarını bu kaçınmanın zaman zaman yaptırımlardan ve sonuçlarından daha ileri gittiğini vurgulandı.

 

Bu şartlar altında İran ile nasıl ticaret yapacağız? Bu konuda tavsiyelerimi aktarmadan önce yazımın başlığına dönmek istiyorum: “Due Diligence is a key“; yani İran’la veya İran bağlantılı (şüphe duyduğunuz) her ticari faaliyetimizde ABD hükümeti bizden yaptırımlarla uyumu sağlayacak  (compliance) adımları atmamızı, doğru soruları ticari partnerlerimize yöneltmemizi, doğru dokümantasyon yapılmasını, herhangi bir olumsuzluk halinde bu duruma bilerek ve isteyerek düşülmediğini, uyum konusunda çabalandığını gerektiğinde kanıtlarıyla birlikte görmeyi beklemektedir.

 

Bu “due diligence” veya özenli basiretli davranmayı nasıl yapabiliriz :

 

ABD’nin ambargo uyguladığı kişi ve şirketleri gösteren SDN (List of Specially Designated Nationals and Blocked Persons) listesini dikkatli bir şekilde incelememiz gerekli. İranlı ticaret partnerimizin listede ismi olup olmadığı kontrol edilmeli. Sadece bildiğimiz ismi değil, ismin çeşitli varyasyonları da arattırılmalı. Bu listede adı varsa kesinlikle kendisiyle ticaret yapılmamalı.

İranlı ticaret partneri şirketin sahibi kim, ortağı kim, yöneticileri kim, doğrudan ve dolaylı olarak kontrol edenlerin kimler olduğu araştırılmalı.

Şirketin veya işletmenin tescil belgeleri, anasözleşmesi gibi belger talep edilip incelenmeli.

Kullandığınız banka veya diğer finansal aracılar ile dış ticaret şirketi ve tüm aracı firmaların bilgileri kontrol edilmeli.

Mutlaka İranlı partneriniz ile ambargo ile ilgili bir yazışma yapılmalı, bir taahhüt alınmalı.

Çalıştığınız firmayla mutlaka yazılı bir sözleşme yapılmalı. Firmanın veya kişinin sonradan SDN listesine girme ihtimaline karşı sözleşmelere hüküm koyulmalı. Bu ihtimal ortaya çıkarsa ticaretin tazminatsız kesileceğini ve sözleşmenin ihlal edilmeyeceği belirtilmeli.

Ambargo kapsamındaki ürünlerin farklı ülkelere ticaretini yaptığınız durumlarda da sözleşmenize, satım konusu ürünün ambargo kapsamında olduğunu, İran’a tekrar satışının yapılmacağını, aksi durumun tespiti halinde sözleşmenin esaslı ihlali olduğunu düzenleyen hükümler koyulmalı.

Özellikle taşıma sektöründe rutin işlemlerden fazla para gönderilmemeli, olağan işlemler yapılmalı.

“OFAC COMFORT REPORT” alınması. İşlemleriniz ambargoya uygun olduğunu belirten bir rapordur. OFAC (Office of Foreign Assests Control, ABD Hazinesi’nin Yabancı Varlık Kontrol Departmanı) tarafından hazırlanmaktadır. OFAC işinizin her yönünü ve aşmasını incelemektedir. Bu sebeple temin edimesi 1-1,5 yıl arasında sürmektedir.

Sonuç olarak; küçük işlemler belki sorun olmayabilir ama büyük ve önemli ölçekteki işlemler, hele ki ABD finans sistemi de kullanılmış ise ABD’deki varlıklarınızın dondurulması veya hapis cezasına varan sonuçlar ile karşılaşmanıza yol açabilir. Bu konun özel çalışma ve uzmanlık alanı olduğunu söyleyebilirim. Hukukçunuz, bankacınız, gümrük müşaviriniz ve dış ticaret departmanın birlikte koordinasyonu ile yönetmenizi tavsiye ederim.

“Çin’de Üretim Yaptırırken Kendimizi Nasıl Koruruz?”, yazısı ile ilgili merak ettikleriniz ve verilen hizmetler hakkında daha detaylı bilgiler almak için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.