Uluslararası Ticarette Alıcı Tarafından EFT Dekontu’nun Gönderilmesi Satış Bedelinin Ödendiği Anlamını Taşır mı?

Danışmanlığını yaptığım bir firmada karşılaştığımız olayla ilgili olarak siz değerli okuyucularımı bilgilendirmek ve aldığımız hukuki pozisyonu paylaşmak istiyorum.

Danışmanlığını yaptığım bir firmada karşılaştığımız olayla ilgili olarak siz değerli okuyucularımı bilgilendirmek ve aldığımız hukuki pozisyonu paylaşmak istiyorum.

Önce isterseniz olaydan bahsedeyim,

İhracatçı olan Türk Firması, bir Orta Doğu ülkesine ürün satılması için ilişki kurmuştur. Mal, fiyat, teslim konularında anlaşan firmalar teslimden önce mal bedelinin tamamının ödenmesiyle ilgili de mutabık kalmışlardır. Alıcı tarafından SWIFT sistemi kullanılarak bir Orta Doğu bankasından ödeme gönderilmiş, devamında da EFT dekontu temin edilerek İhracatçı Türk firmayla paylaşılmıştır. Aradan geçen 1 hafta içinde gönderilen bakiye Türk firmanın hesaplarına geçmemiştir. Gerekçe olarak, muhabir banka hesaplarda incelemeye takıldığı bilgisi alınmıştır. Satıcı Türk firması, uluslararası sözleşme konusu malların teslim için Alıcı firmadan ödemeyi yeniden talep etmiştir. İthalatçı firma ödemeyi yaptığını, dekontu paylaştığını, gerisinin satıcının sorumluluğunda olduğunu beyan ederek malların teslimini talep etmiştir. İki şirket arasında uyuşmazlığı yönetmek için aksiyon alınacağı sırada 3. hafta sonunda muhabir bankadan gelen bakiye ile satıcının hesabı alacaklandırılmıştır.

Bu tür bir vaka, EFT gibi çok sık kullanılan bir ödeme yönteminde birçok hukuki uyuşmazlığa sebebiyet verebilir. Türk İhracatçı ile Yabancı İthalatçı arasındaki temel konu, “alıcının mal bedelini ödeme yükümlülüğünü, EFT kullanıldığı durumlarda hangi aşamada tamamlayacağı” sorusudur. Yabancı ithalatçıya karşı, uluslararası ticari hukukunun bazı temel eser, içtihat, monografi ve derlemelerini kullanarak aşağıdaki argümanlarımızı kullanabiliriz:

Bu konu ile ilgili olarak öncelikle UN Convention on International Sales of Goods-Milletlerarası Mal Satışına Düzenleyen Birleşmiş Milletler Konvasiyonu’nun Alıcının Borçlarını düzenleyen 54. Maddesini incelediğimizde; alıcının bedelin ödenmesi ile ilgili olarak bütün gerekli maliyet ve engellere katlanması gerektiği şeklinde bir düzenleme ile karşılaşmaktayız. Bu düzenlemeden yola çıkarak bazı yazarlara göre mahkeme kararlarında Alıcının yükümlülüğünün ödenmesine ilişkin formalitelere de katlanması gerektiği, bu yükümlülüğünün ihlalinin satıcı arasında bir sözleşmenin ihlali olarak görüleceği yönünde yorumlar da bulunmaktadır. (The Buyer’s Performance Under the CISG Artical:53-60 Trends Inde Decisions. Henry Deeb Gabriel, Journal of Law and Commerce ( 2005-06) 277-283.)

İkinci olarak, kıymetli Yeşim Atamer hocamızın uluslararası ticari uyuşmazlıklarda faiz taleplerini inceleyen bir çalışmasında, fon transferi yolu ile yapılan ödemelerde borçlunun kredi kuruluşuna verdiği talimatı yeterli bulmayıp, alacaklının hesabının alacaklı hale gelmesinin faizin hesaplarında dikkate alınması gerektiğini tespit eden görüşü de konuya farklı bir bakış açısı getirmiştir. (Interest Claims under the CISG: Uniform ot Domestic Law Approach? Yeşim M. Atamer, Current Issues In the CISG and Arbitration eds. Ingeborg Eleven, Yeşim M. Atamer ve Petra Butler Eleven International Publishing : The Hague 2014)

Üçüncü olarak, Birleşmiş Milletler Yaptırımları üzerine yazılmış yeni tarihli bir çalışmada, genel bir kural olarak, satış sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini, finansal kapasitesi garanti etiğinden dolayı, yeni konulmuş bir yaptırım sonucunda bakiyesine erişim engellense bile başka bir fon kaynağı bularak, Alıcının her halukarda ödemeyi sağlaması gerekmektedir. (Research Handbook On the UN Sanctions and International Law, Edited Larissa vanden Herik, Edward Elgar Publishing: Cheltenham:2017 sayfa 362-363. )

Son olarak konuya uluslararası ticaret hukuku ile ilgili olarak uyuşmazlıkların çözümünde ve ticari ilişkilerin yorumunda temel kaynak olan “Uluslararası Ticari Sözleşmelerde UNITROIT ilkeleri 2016”’nin 6.1.8 maddesi, “her bir somut olaya dikkatlice bakmak kaydıyla, borç ödemesi transfer borçlusundan çıkan bakiyenin alıcının banka hesabının alacaklandırılması sonucunda transfer tamamlanmış olacaktır” ilkesini benimsemiştir.

Sonuç ve tavsiyelerim:

Uluslararası ticaret faaliyeti yapan şirketlerimizin büyük çoğunluğu kolaylığı ve maliyet etkisinden faydalanmak için elektronik fon transferi (EFT) yolu ile ödeler yapmakta ve almaktadırlar. Pratikte gördüğüm örneklere göre, ödeme dekontunun gönderilmesiyle alıcının satış sözleşmesinden kaynaklanan ücret ödeme borcunun yerine getirilmiş olduğuna dair uygulamada genel kabul görmüş bir kanı vardır. Ancak yukarıdaki açıklamaların çerçevesinde, aksine bir sözleşme de yok ise, alıcının ücret ödeme borcunun bir dekont paylaşmak ile tamamlandığını söylemek hukuken mümkün değildir. Bu tür bir durumla karşılaşan iş insanlarımızın haklarını sonuna kadar talep etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Yukarıdaki gibi beklenmedik sorun ve tartışmaların önüne geçilebilmesi adına, iş insanlarımıza sözleşmelerinde ödemenin ne anlama geldiğini ve hangi aşamada gerçekleştiğini açıklanan kurallar ışığında önceden kararlaştırarak sözleşme yapmalarını tavsiye ediyorum.

“Uluslararası Ticarette Alıcı Tarafından EFT Dekontu’nun Gönderilmesi Satış Bedelinin Ödendiği Anlamını Taşır mı?”, yazısı ile ilgili merak ettikleriniz ve verilen hizmetler hakkında daha detaylı bilgiler almak için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.